Fethiye’de Gezilecek Yerler | Firma Ulaşım



Fethiye’de Gezilecek Yerler

  • GÜNCELLEME : 29 Aralık 2017
  • 0 YORUM
  • 822 KEZ BAKILDI

Gezilecek Yerler

Ölüdeniz

Açık deniz dalgalarına kapalı olduğu için çarşaf gibi dümdüz bir denize sahip olan ve bu nedenle de Ölüdeniz adıyla anılan yurdumuzun bu cennet köşesi,ülkemizin dünyada en çok tanınan tatil beldelerinden birisidir.Fethiye`ye 15 km mesafede olan Ölüdeniz`e çam ağaçları ile kaplı,inişli çıkışlı yollardan varılır.

Ölüdeniz yokuşunda aşağı inerken sizi ilk olarak Belceğiz Plajı karşılar.Belceğiz plajında sağa doğru yürüdüğünüz zaman dünyanın en güzel lagünlerinden birisi olan Ölüdeniz lagünü büyüleyici güzelliği ile karşınıza çıkar.Lagünün açık denizle bağlantısını sağlayan kumburnu boğazının genişliği 50 metre derinliği ise 8-9 metre civarındadır.Dibi beyaz kumla örtülü olan ölüdeniz`de deniz suyu turkuaz mavisi rengindedir ve buraa yosuna rastlamak mümkün değildir.

Her mevsimde sürekli olarak ulaşımın sağlandığı ölüdeniz`e turizm sezonunda teknelerlede gitmek mümkündür.Fethiye şehir merkezinde yeni camii arkasında bulunan duraktan her on dakikada bir kalkan dolmuşlar,karşılıklı olarak gece yarısına kadar seferlerini sürdürürler.

Sahile uzanıp gökyüzünün maviliklerinden süzülüp gelen yamaç paraşütçülerini izleme zevkinide yaşayacağınız ölüdeniz dünyanın en önemli yamaç paraşütü merkezi konumunda olan babadağ`ın eteklerinde kurulmuştur.Çok sayıda bitki çeşidinede sahip olan babadağ 1950 metre yüksekliktedir.Sıcak hava akımlarının  yardımı ile havalanan yamaç paraşütçüleri havada yaklaşık bir saat kaldıktan sonra ölüdeniz`in sıcak kumlarına iniş yaparlar.

Fethiye ölüdeniz otelleri, fethiye`nin diğer yerlerinde bulunan oteller`den fiyat olarak biraz farkediyor ama ölüdeniz`de tatil keyfi bu bedele değer.Bölgede az sayıda bulunan pansiyonlar ise fiyat olarak daha makul ölçülerde hizmet vermektedir.Fethiye tatil köyleri ise bu bölge ve civarında toplanmıştır.Bu tesisler hakkında bilgi sahibi olmak için tur firmalarından yararlanabilirsiniz.

Fethiye`de gezilecek yerler bitmez gibi gelir insana öyleki heryere bir günümüzü ayırsak uzun bir tatil planı yapmamız gerekir.Şimdi bu yerleri tanıyalım

Af Kule

Özellikle dalış yapanların tercih ettikleri Af Kule,tertemiz denizi ve doğal yapısı ile bakirliğini koruyabilen nadir yerlerden birisidir.Kısık Koyu`nun batısında bulunan Af Kule`ye gitmek için,Ölüdeniz`den kalkan teknelere binmeniz yada bir araç kiralamanız gerekir.

Kayaköy

Eski adı Levissi olan Kayakö,Likyalılar döneminde  Karmilassos`un karşısındaki tepenin eteklerinde kurulmuş olan bir yerleşim bölgesidir.Türk ve Yunan hükümetleri arasında imzalanan Lozan anlaşması gereği yapılan nüfus değişimi sonucunda,Kayaköy`de yaşayan rum halkı ile Batı Trakya`da yaşayan Türk halkı karşılıklı olarak yer değiştirmişlerdir.Mübadeleden Önce Rum nüfusunun yaşadığı bu evler,koruma altına alındıkları için yerleşime kapalı tutulmuş,bu nedenlede terk edilmiş bir görünüme bürünmüştür.Antik yaşamı boyunca çevresindeki köylere dostluk ve kardeşlik ilişkileri kurarak varlığını sürdüren bu köy,günümüzde Türk Yunanilişkilerinde dostluk ve barışın simgesi haline gelmiştir.Alt katları kiler oalrak kullanılan ve her biri 50 m2 civarında olan Kayaköy evlerinin en belirgin özelliklerinden biride birbirinin manzarasını kapatmaması ve ışığını kesmemesidir.İkişer katlı olan bu taş evlerin giriş katlarında yağmur sularının toplandığı yeraltı sarnıçları vardır.Kayaköy`de tarihi kalıntılar olarak herbiri 60 cm kalınlığında taş duvardan yapılma 2000 tane ev ve çok sayıda şapel,iki büyük kilise,bir okul ve gümrük binası bulunmaktadır.Kayaköy`de kökboyası tekniği ile elde edilmiş özgün renklerle yapılan Kaya Halıları ve burada yetiştirilen üzümlerden yapılmış şarapların sunulduğu şarap evlerinin ürünlerini görmek ve satın almakta mümkündür.Çok sayıda restoran ve eğlence yerinin bulunduğu kayaköyde özellikle kendin pişir kendin ye tarzındaki mangal başı eğlenceleri dikkat çeker.Kayaköye ulaşım oldukça kolaydır.Şehir merkezindeki Yeni cami arkasından kalkanher yarım saatte bir kalkan dolmuş ve minibüsler gece 23.00`e kadar seferlerine devam etmektedir.

Hisarönü

Fethiye`den Ölüdenize giderken dik rampanın sonunda Ovacık ve Hisarönü sizi karşılar.Yaz akşamlarının serin sığınağı olan Hisarönü,Fethiye`den daha serin ve nem oranı daha düşük olduğu için bir eğlence ve yerleşim merkezi haline gelmiştir.Eğlence mekanları,Alışveriş yerleri ve restoranların bolca bulunduğu bu yerde canınız hiç sıkılmaz.

Tlos

Tlos Agora`sına giriş çıkışları sağlayan taş kemerden yapılmış kapılardan geçip kemerli yollardan ilerlediğiniz zaman mükemmel bir yapıya sahip olan Roma hamamlarına rastlarsınız.Alttan ısıtmalı olan bu hamamın giriş kısmında soyunma odası bulunurdu.Sıcak odada terleyen ziyaretçiler,yıkanıp kurulandıktan sonra dinlenme odalarına çekilirler orada sedirlerine uzanıp şarap yada şerbetlerini içerlerdi.Termal su kullanılan hamamda sıcak ve soğuk su girişleri bulunmaktaydı.Tlos`daki en önemli bir yapıda şehrin amfitiyatrosudur.Amfitiyatroda seyirci ve sahneyi ayıran bir koruma duvarlarının olmaması,bu tiyatronun sadece konser ve gösteri amacı ile kullanıldığını göstermektedir.Giriş çıkışların çabuk yapılması için geniş kapıları bulunan amfitiyatro,aynı zamanda çok güzel akustik bir yapıya sahiptir.Sahnedeki taşlar arasında çift başlı kartal kabartması ve çeşitli mimikler ifade eden insan kabartmaları vardır.

Yaka Park

Tlos Antik kenti`nden bir km daha yukarı çıkacak olursanız doğal su kaynaklarının inasn eli ile bir sanat eserine dönüştürüldüğü Yaka Park`a rastlarsınız.Asırlık çınar ağaçları arasında kurulmuş olan yer sofralarında doğal ortamda pişen saç ekmeği,tereyağı bal zeytin,köy yumurtası ve köy peynirinden oluşan sabah kahvaltısının dayanılmaz tadına varmak isteyenler için ideal bir yerdir Yaka Park.Gezi guruplarınında mola yeri olan Yaka Park`ta Öğlen yada Akşam tereyeağında kızarmış taze alabalığında tadına bakabilirsiniz.Odun ateşi üstündeki saçta gözleme yapan köy kadınları,masalar arasında dolaşarak ötüşen horoz ve tavuklar bir kanalet içinde yüzen ve sevilmek istenen alabalıklar,yaratıcılığın güzel örnekleri olarak ilgi çeker,Yaka Park`a ulaşım özel araçla yada bölgeye tur düzenleyen seyahat acentaları ile sağlanabilir.

SaklıKent

Ak dağ`ın eteklerinde bulunan ve kelimenin tam anlamı ile doğa harikası olan saklıket kanyonu`na Fethiye-Antalya karayolu üzerinde bulunan Kemer Beldesi`nden sağa dönüp21 km ilerlerseniz ulaşmış olursunuz.Saklıkent`in en önemli özelliği binlerce yıl evvel jeolojik bir çatlama ile oluştuğu tahmin edilen kanyonun burada bulunmasıdır.Jeolojik çatlama sonucunda Saklıkent`i kanatları altına alan dağ ikiye ayrılmış ve bugünkü saklıkent Vadisini oluşturmuştur.Ortalama 200 metre yükseklikte olan bu vadinin genişlği 20 ila 30 metre arasında değişir,Tbanı normal dere yatağından farklı olarak sarp kayalarla ve büyük taşlarla kaplı olduğu için kanyon içinde yürümek oldukça güçtür.Saklıkent kanyonu`na girdikten sonra müthiş bir çağıltı ile akan Karaçay`ın sesini duyarsınız.Kayalara tutturulmuş demir iskele üzerine döşenen tahta korkuluk üzerinde yürüyerek kayaların altından fışkırna temiz su kaynağına ulaşırsınız.İsteyenler buradan karşıya geçip kanyonun derinliklerine kadar ilerleyebilirler.Güneş ışınlarının giremiyeceği kadar dar ve yüksek olan kanyoni18 km kadar ileri doğru devam eder.Suyun dibi çakıllı ve taşlı olduğu için,kanyonu yürümek isteyenlerin yanlarında lastik yada bez ayakkabı bulundurmaları gerekir.Tatlı bir çığıltı ile dökülen suları burada bulunan restoranlarda gözleme yada balık yiyerek izleyebileceğiniz gibi,köprüyü geçip ileriye gittiğiniz zaman,gizli cennetlerlede kaşılaşabilirsiniz.Gizli cennet denilen bu yerde suların içinde bulunan ördeklere yiyecek atabilir,çoşkun suların üzerine kurulmuş olan  ve üzerlerinde yörenin kilim ve yastıkları serili olan divanlarda oturabilir,bir demli çay yada Türk Kahvesi içerek günün yorgunluğunu üzerinizden atabilirsiniz.Ayaklarınız buz gibi suyun içinde serinlerken,karnınızı ızgara veya tavalarda kızaran balıklarla doyurabilirsiniz.Saklıkent`e ister özel aracınızla ister Fethiye`nin merkezinden kalkan dolmuşlarla,isterseniz seyahat acentalarının düzenlediği turlarla gidebilirsiniz.Saklıket yolu üzerinde bir çok gözleme ve ayran servisi yapan yerler ve restoranlar ile nar ekşisi, zeytinyağı ve mevsimine göre meyve satan yerlerde vardır.

Ören Köyü

Fethiye`nin kuzey batısında bulunan ve fethiye şehir merkezine 45 km mesafede oaln ören köyü tabiat ve tarihi kalıntılarla başbaşa bir gün yaşamak isteyenler için ideal bir tatil ve piknik yeridir.Ören`den 19 km daha ileriye doğru gittiğiniz zaman,Akdağları`ın vadisinde  bulunan Ören Şelalesi ve eşsiz doğal güzellikleri içerisinde Ören Kanyonu`nun doyumsuz manzarasını görürsünüz.Ören Çayı kıyısında bulunan çok sayıda  alabalık çiftlikleri ve doğayla uyum içerisinde bulunan alabalık restoranlarında gönlünüzce dinlenebilir,tavada yada mangalda kızartılmış alabalığın tadına bakma şansına sahip olabilirsiniz.Ören Köyü`ne Fethiye Şehir Merkezi`ndeki eski garajdan kalkan dolmuşlarla gidebileceğiniz gibiaraba kiralıyarak veya seyahat acentalarinin düzenlediği gezi turlarına katılarak gidebilirsiniz.

Araksa Harabeleri

Araksa,Xsantos yakınlarında bulunan ve Ören köyü sınırları içerisinde yer alan antik bir kenttir.Fethiye şehir merkezine 40 km mesafede olan bu antik kentte Kemer beldesinin içinden geçerek ulaşabilirsiniz,Araksa harabeleri arasında bizans dönemi`nden kalma sur duvarları,hamam,su kemerleri,amfitiyatro ve likyalılardan kalma kaya mezarları vardır.

Alaçat

Fethiye mimarisinin kordunduğu bakir yerlerden biriside Alaçat köyü`dür.Köyde yüzlerce yıldır ayakta durmayı başarabilmiş binalara rastlamak mümkündür.Yöre mimarisini en güzel şekilde yansıtan bu köydeki bakir güzelik ve tarihi binalar görülmeye  değer yerler arasındadır.Fethiye mimarisinin bir başka örneğinide Amfitiyatro,Paspatur çarşısı ve çarşı caddesinin güney kesiminde rastlamak mümkündür.Farklı tarzları ile kendini gösteren eski  Fethiye evleri,Yılların yorgunluğuna rağmen tarihi kalıntılar arasında bizleri selamlamaktadır.

Yeşil Üzümlü

Zümrüt rengi yeşile sahip olan Üzümlü,bu özelliğinden dolayı Yeşil Üzümlü olarak anılır.Adında anlaşılacağı gibi bütün çevre yemyeşil bitki ve ağaçlarla kaplıdır.Yeşil rengin her tonuna rastlayabileceğiniz Üzümlü ovası,fethiyenin önemli ovaları arasında yerini alır.Fethiye`den serin olması ve şehir merkezine yakınlığı ile yaz aylarında konaklama amacı ile tercih edilen yerler arasındadır..Özellikle yabancı turistlerin ilgi odağı haline gelen üzümlü,Dastar adı verilen dokumacılık alanındada adını duyuran önemli yerleşim yerlerinden birisidir.Fethiye`ye 18 km uzaklıkta olan Üzümlüye şehir merkezindeki eski garajdan kalkan minibüs ve Üzümlü belediyesi otobüsleri ile gidebilirsiniz.

Cadianda

Likya döneminde çok canlı ve zengin yerleşim yeri olan Kadyanda (Cadianda) antik şehri,Karya ile Likya bölgeleri arasında yer alır.Buradaki tarihi kalıntılara ulaşmak için üzümlü kasabasının 5 km kuzeydoğu istikametindeki dik bir yolu izlemeniz gerekir.Likya dilinde Kadawanti olarak bilinen kadyanda`nın tarihi M.Ö 5. yüzyıla kadar uzanır.Geniş bir alanı kaplayan kalıntılar şehrin roma imparatorluğu dönemindeki ihtişamını göstermesi bakımından önemlidir.İri taşlardan oluşan mezarlar,tepedeki beş basamaklı tapınak,agora bugün bile su tutabile sarnıçla,başarılı olan sporculara ait heykel kaideleri,iri taş bloklardan oluşan ve şehri çeviren sur kalıntıları ve şehrin eski görkemini yansıtan tiyatro,Kadyanda`da görülebilecek başlıca yapıla arasında yerini alır.Ayrıca harabelerden 1.5 km uzaklıktaki dönemecin karşısından orman içine 450 mt yüründüğü zamanbüyük kaya bloklarına oyulmuş ev tipi mezarlara ve M.Ö 400 yüzyıla ait kabartmalı ayrı bir mezarada rastlanır.Cadianda`ya ya özel aracınızla yada kiraladığınız bir araçla yada bölgeye tur düzenleyen seyahat acentaları ile gidebilirsiniz.

SIDYMA

Fethiye-Kaş karayolu üzerinde bulunan eşen beldesini  geçer geçmez,trafik levhalarının gösterdiği istikamete doğru dönüp ana yoldan 12 km kadar içeri giderseniz Kragos Dağ`ının yamaçlarına kurulmuş Sidyma antik şehri`ne ulaşmış olursunuz.Dodurga köyü`nün yakınlarında olan ve fethiyeye 55 km meseafede bulunan sidyma da diğer  likya kentleri gibi yüksek bir tepede kurulmuştur.Kalıntıların çoğu roma dönemine ait olan sidyma,Roma döneminde büyük gelime göstermiştir.Dodurga köyü`nün bitişiğinde bulunan antik kente giderken ilk olarak kaya mezarlarını görürsünüz.Agorasında çeşitli antik sütunalr bulunan sidymanın oturma basamaklarından 6-7 tanesi belli olan küçük amfitiyatrosu,sarnıçları,imparatorlara ve artemis`e adanmış olan ve çok az kısmı ayakta durmayı başaran hamam kalıntıları,köyün kuzey kısmında kalan Likya anıt mezarları ve dodurga köyünün tarlalarına kadar uzanmış olan çok sayıda ve değişik biçimlerde gösterişli lahit mezarları vardır.Sidyma`ya özel aracınızla gidebileceğiniz gibi fethiye eski garajından kalkan minibüslerlede ulaşabilirsiniz.

Letoon

Fethiye-Kaş istikametinde bulunan eşen kasabası`nı geçtikten sonra 10 km daha ilerlerseniz kumlu kova köyü`ne ulaşırsınız.Kumlukova`dan sağa dönüp bir km daha ilerlerseniz,letoon harabeleri`nin şaşırtıcı güzelliği karşılar sizi.Fethiye`ye 55 km uzaklıktaki letoon ,Apollon ve artemis`in annesi Leto adına kurulumuş bir şehirdir.Likya federe birliği`nin dinsel merkezi konumunda olan bu antik kent,tanrıça leto ve çocukları apollo ve artemise adanmış olan üç tapınağı ile ünlüdür.Bunlardan batı tarafında olan ve en başta bulunan tapınak,tanrıça leto`ya aittir.Bu tapınak M.Ö 5.yüzyılın sonuna kadar Kral Arbinas`ın girişimi ile inşaa edilmiştir.Diğer ikisi Apollo ve Artemis`e aittir.Arkeleoji kazıları 1962 yılından buyana sürdürülen Letoon`da bölgenin erken hiristiyanlık dönemine ait kiliseleride ortaya çıkarılmıştır.Buluntular şehrin tarihinin M.Ö 8.yüzyıla kadar gittiğini göstermiştir.Letoon şehrindeki amfitiyatro Hellenistik döneme aittir.Letoon hakkında şair Ovidius tarafından anlatılan mitolojik hikaye aynen şöyledir.TanrıZeus,tanrıça let`ya aşık olur ve birlikte aşk yaşarlar.Bu olay tanrıça Hera`yı çok kızdırır.Tanrıça hera bu kızgınlıkla letoyu kovalamaya başlar.Kovalana kovalana Delos`a gelen Leto,burada Apollo ve Artemis`i doğurur.Sonra Xsantos nehrinin denze döküldüğü  yere kadar gelir ve çocuklarını nehir kaynağında yıkamak ister.Yöre halkı buna izin vermeyince Leto,Çocuklarımın  yıkanmalarına izin vermeyenlerin hepsi kurbağa olsun diye beddua eder.Ona engel olanalr bir anda kurbaya dönüşür.İlginç efsane ve tarihi kalıntılara sahip olan letoon`a gitmek için Fethiye`den hareket eden kumluova dolmuşlarına binebilir yada tur düzenleyen firmalarla ulaşabilirsiniz.

Xsantos

Likya`nın en büyük şehri olması münasabeti ile daima saldırı ve istilaya açık olan xantos,Fethiy-Kaş karayolu üzerinde ve fethiyeye 55 km mesafede yer almaktadır.Xsantos harabelerine varmak için Kınık Köyü`nün içinden geçip 500 metre daha ilerlemeniz gerekir.Likya  Birliği`nin başkenti olan Xsantos`un kuruluşu,M.Ö 1200 lü yılına kadar dayanmaktadır.Likyalılar başlarında Xsantos`lu komutan Sarpedon olduğu halde,M.Ö 1200 Yılında yapılan Truva savaşı`na katılmışlardır.Herodot Likyalıların M.Ö .545 Yılında Pers komutan Harpagos`a karşı verdiği savaşı överek anlatır.Bu savaşta Xsantos`luların tamamı yiğitçe savaşarak ölmüşlerdir.Savaş sırasında şehirde olamayan xsantoslular,savaştan sonra şehirlerine giderek Xsanto`u yeniden kurmuşlardır.M.Ö.475-450 Yılları arasında bir yangın felaketi ile karşılaşan ve baştan başa yanan Xsanthos M.Ö.333 de  Büyük iskender`in M.Ö 309 da Ptolemaislerin daha sonra Suriye Kralı III..Antiokhos`un eline geçmiş M.Ö.II Yüzyıldada Likya birliği`nin başkenti olmuştur.Roma döneminde M.Ö 42 Yılında Brutus,Xsanthos`u işgal etmiş,Likya Akropolünü yerle bir ederek,Xsanthos`luları kılıçtan geçirmiş,Xsanthos`lular genede Brutus`a teslim olmamak için topluca intihar etmişlerdir.Brutus`dan sonra gelen Marcus Antoinus şehri yeni baştan imar etmiştir.Bizans döneminde piskoposluk merkezi olan Xsanthos`ta romalılar tarafından inşaa edilen bir tiyatro,Hristiyanlık dönemine ait bir kilise ve Hellenistik Devir`de inşaa edilmiş bir şehir kapısı görülmektedir.Yolun sonundada  şehre büyük katkıları olan Roma imparatoru Vespasianus`un anısına yapılmış olan kapının kalıntıları bulunmaktadır.Biraz ilerleyince  Likya Akropolüne ulaşılmaktadır.Xsanthos`a gitmek için Fethiye`den Kaş istikametine giden  otobüslere binebileceğiniz gibi her 20 dakikada bir Kınık`a hareket eden minibüslerede binebilirsiniz.

Pınara

Pınara antik kenti  Fethiye – Kalkan yolu üzerinde Ak dağın eteklerinde kurulmuş olan Minare köyünün hemen yukarısındadır.Minare köyünün  girişinden sonra dik rampaya  çıkarsanız Likya medeniyetinin en büyük kenti olan Pınara antik kentine ulaşırsınız.Bölgedeki ilk güzellik yarışmasının yapıldığı yer olan pınara,tanrıça afrodite adana ilginç mimrai özellikteki tapınağı ile dikkat çeker.Güvercin yuvası şeklinde yapılmış olan halk mezarları ise Pınarayı eşsiz kılar.Likya Federasyo`nunda bir çok güçlü kent arasında yer alan pınara`nın tarihi Truvalılara kadar uzanır.Truva savaşı`nda Pınara`lı okçu Pandoras`tan bahsedilir.Şehir Xsanthos`lu kolonistçiler tarafından kurulmuştur.Büyük iskendere direnmeden kapılarını açan Pınara,İskenderin ölümünden sonra Bergama Krallığına bağlanmış daha sonrada roma şehri olmuştur.Bu  dönemde canlanmış ve yeniden imar edilmiştir.Ancak M.S 141 ve 240 yıllarındaki depremlerde çok zarar görmüştür.Pınarada roma döneminden kaldığı sanılan Afrodit tapınağı,ev tipi kaya mezarlar,Yunan stili yapılmış olan Amfitiyatro ve buranın batısında yer alann Likya Lahiti bunun yanında yüksek yerlerde yapılmış olan gösterişli mezarlar görülebilecek başlıca kalıntılar arasında yer alır.Pınaraya özel aracınız ile yada düzenlenen turlarla gidebilirsiniz.

Daidalos Kaya Mezarları

Fethiyeye 22 km uzaklıktaki inlice köyü yakınlarında bulunan ve kayalara oyularak yapılan mezarlardan oluşan bu antik yer Daidalos zamanında yapıldığı söylenen bir mezar kalıntısı ile ünlüdür.İnlice çevresinde Daidalos anıtı denilen mezardan  yukarı doğru gidince Daidala antik kenti`ni işaret eden bir çok kalıntı ve kaya mezarlarının  olduğunu görürsünüz.Daidalos kenti`nin ilginç bir efsanesi vardır.Bu efsaneye göre Daidalos`un Oğlu İkanos ünlü bir avcıymış,Birgün babasından avladığı büyük bir şahinin tüyünden kendisi için iki kanat yapmasını istemiş,Babasıda uçma sırasında rehberlik etmek amacı ile kendisinede bir çift kanat yapmış.Birlikte Daidala`da yüksek bir uçurumdan  havalanmışlar.Fethiye körfezi ve inlice ovası üzerinde uçmuşlar.Bu sırada İkanos babasının söylediği yükseklerde uçma kızgın güneş yakar öğüdünü unutup güneşe yakın olmak amacı ile yükseklere çıkmış.Güneşin sıcaklığı altında kanatları tutan sakız ve balmumu eriyince kanat tüyleri tek tek dökülmüş,İkanos`ta mavi sulara düşmüş.efsanesi ile ünlü bu yere gelmek için  inlice köyü`ne gelmeniz yada gezi amaçlı turlara katılmanız gerekir.

Kaynak: fethiyedehayat.com



BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış.

YORUM YAZ